SÛRE HAKKINDA ÖZET BİLGİ
İnsan Sûresi, Medine-i Münevvere’de tüm sûreler itibarıyla 90. veya 99.sırada nazıl olduğu rivayet edilir... 23.ayetten itibaren Mekke-i Mükerreme’de indiği de rivayet edilir... 31 ayettir... Adını, ilk ayetindeki “el-İnsan” kelimesinden alır... Yine ilk ayetindeki “ed-Dehr”den dolayı “Dehr” sûresi, 5.ayetinden dolayı “Ebrar” sûresi de denilir... Bu sûrenin kısmen Hz.Ali r.a. hakkında nazıl olduğu da rivayet edilir (ayet: 8?)...
İnsan Sûresinde: Dehr boyutu ve insan’ın orijini... İnsan’ın yaratılış tavırlarındaki terbiye süreci... Şükür-küfür... Ebrar... Kafur... Ahde vefa... İ’sar-Öz sevgisi... Güneş ve Zemherir... Zencebiyl... Şerab’en Tahura... Secde ve tesbih ilişkisi... Dileyen Allah’dır... Allah dilediğini tasavvufa sokar,... gibi bir çok önemli konu açıklanıyor...
AYETLERİN MÂNÂSI
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHIYM
1-) Hel eta alel`İnsani hıynün mined Dehri lem yekün şey`en mezkûra;
İnsan üzerinden, (kendisinin onda) anılır bir şey olmadığı halde, Dehr’den bir hıyn (belli olmayan bir zaman, süreç) geçmedi mi?.
2-) İnna halaknel`İnsane min nutfetin emşac* nebteliyhi fece`alnahu Semiy`an Basıyra;
Muhakkak ki biz insanı, onu ibtila ederek (herbir boyutta belalarla deneyerek; terbiye ile gayeye yönlendirerek) karışık bir nutfe’den (insan sûretinde ruh sahibi bir varlık) yarattık da onu Semi’, Basıyr kıldık.
3-) İnna hedeynahussebiyle imma şakiren ve imma kefura;
Muhakkak ki biz ona o yolu (nefsinden zatına giden yolu) hidayet ettik (küfür ile iman’ı, Hak ile batılı beyan ettik; nitekim işitir, görür, akleder kıldık; hatta yol kendisidir?)... Ya şükredici olur (Rabbini değerlendirir) ya küfr (gerçeği red) edici (nankör, perdeli olur).
4-) İnna a`tedna lilkafiriyne selasile ve ağlalen ve se`ıyra;
Muhakkak ki biz kafirler için silsileler (zincirler), ağlal (halkalar, bağlar, kayıtlar) ve Saiyr (alevli ateş) hazırladık.
5-) İnnel`Ebrare yeşrebune min ke`sin kâne mizacuha kâfura;
Muhakkak ki Ebrar (iyiler, yakınlık istidadı-fiili sahipleri), mizacı (karışımı, özelliği) kafur olan bir kase’den içerler.
6-) Aynen yeşrebu Biha `ıbadullahi yufecciruneha tefciyra;
(O kafur), Allah kulları’nın (kendi özlerinden dranaj edip) fışkırtıp akıttıkları halde onu (B sırrınca) içtiği bir kaynaktır.
7-) Yufune Binnezri ve yehafune yevmen kâne şerruhu müstetıyra;
(O Ebrar) nezri (B sırrınca) ifa ederler (adaklarını-ahdlerini tam yerine getirirler) ve şerri yaygın (yayılıp giden) bir günden korkarlar.
8-) Ve yut`ımunetta`ame `alâ hubbiHİ miskiynen ve yetiymen ve esiyra;
Onun sevgisi üzere iken yemeği miskin’e (yoksula), yetim’e ve esir’e yedirirler.
9-) İnnema nut`ımuküm livechillahi la nuriydu minküm cezaen ve la şükûra;
“Yalnızca Vechullah için sizi yediriyoruz... Sizden ne bir ceza (karşılık) ve ne de bir şükür (teşekkür, övgü) dilemiyoruz”.
10-) İnna nehafu min Rabbina yevmen `abusen kamtariyra;
“Muhakkak ki biz Rabbimizden, çok çatık kaşlı (gadaplı) ve çok çetin/sert/uzun bir günden (dolayı) korkarız” (derler, düşünürler).
11-) Fevekahumullahu şerre zâlikelyevmi ve lakkahüm nadreten ve sürura;
Bundan dolayı Allah, işte o günün şerrinden onları korudu ve onlara bir parlaklık (nur, ni’met) ve sürur verdi.
12-) Ve cezahüm Bima saberu cenneten ve hariyra;
Sabretmelerine mukabil (B sırrınca, sabırları ile) onları cennet ve harir (ipek) ile cezalandırdı.
13-) Müttekiiyne fiyha `alel`eraiki, la yeravne fiyha Şemsen ve la zemheriyra;
Orada koltuklar üzerine yaslananlar olarak... Orada ne güneş (sıcağı) görürler ve ne de zemherir (uzay soğuğu).
14-) Ve daniyeten `aleyhim zılaluha ve züllilet kutufuha tezliyla;
Onun gölgeleri (rahmeti) üzerlerine yakın, onun devşirilenleri (meyvaları, ma’rifetleri) ise boyun eğdirilmiş haldedir.
15-) Ve yutafu `aleyhim Bianiyetin min fıddatin ve ekvabin kânet kavariyra;
Gümüşten kablar ve billur (şeffaf) testiler (B gerçeğince) tavaf ettirilir (dolaştırılır) üstlerinde.
16-) Kavariyre min fıddatin kadderuha takdiyra;
Miktarlarını kendilerinin takdir ettiği (?) gümüş’ten billur kadehlerdir (o şeffaf testiler).
17-) Ve yuskavne fiyha ke`sen kâne mizacuha zencebiyla;
Orada (onlar) mizacı (karışımı, özelliği) Zencebiyl (zencefil; cennet pınarlarından biri; Öz arzusu) olan bir kase (den) içirilirler (suvarılırlar).
18-) `Aynen fiyha tüsemma selsebiyla;
(Zencebiyl), orada “Selsebiyl” (tatlı ve içimi kolay-zevkli şarab) diye isimlendirilen bir kaynaktır (cennet pınarlarından biri; vahdet sarhoşluğu veren şarab?).
19-) Ve yetufu `aleyhim vildanun muhalledun* iza raeytehüm hasibtehüm lü`lüen mensura;
Üstlerinde (çevrelerinde) ebedi kılınmış (ölümsüz) vildan (veliyd’ler, genç-zinde hizmetçiler; kuvveler) tavaf eder/dolaşır... Onları gördüğünde, kendilerini saçılmış inci sanırsın.
20-) Ve iza raeyte semme raeyte ne`ıymen ve mülken kebiyra;
Oraya (cennet’e) baktığında (her nereye baksan), (salt) ni’met ve büyük bir mülk görürsün.
21-) `Aliyehüm siyabu sündüsin hudrun ve istebrakun, ve hullu esavire min fiddatin, ve sekahüm Rabbuhüm şeraben tahura;
Üzerlerinde yeşil sündüs (ince-latif ipek)’ten ve atlas-kalın ipek’ten elbiseler vardır... Gümüş bileziklerle süslenmişlerdir... Rableri onlara şarab’en tahura (gayrı-varlık kirinden arı, temiz şarab) içirmiştir.
22-) İnne hazâ kâne leküm cezaen ve kâne sa`yuküm meşkûra;
Muhakkak ki bu sizin için bir ceza (karşılık, ödül) dır... Sa’yiniz (amaçlı gayretiniz, imanlı çalışmalarınız) meşkur oldu (hiç zayi olmadı, tam değerlendi, kabul oldu).
23-) İnna nahnu nezzelna `aleykel Kur`âne tenziyla;
Muhakkak ki biz, evet biz Kur’anı (Zati ilmi), senin üzerine tenziyl ettik (tafsile indirdik) !.
24-) Fasbir lihükmi Rabbike ve la tutı` minhüm asimen ev kefura;
O halde Rabbinin hükmüne sabret ve onlardan hiçbir günahkara yahut ziyadesiyle gerçeği örten-çok nanköre itaat etme!.
25-) Vezkurisme Rabbike bükreten ve asıyla;
Sabah-akşam Rabbinin ismini zikret!.
26-) Ve minelleyli fescud leHU ve sebbıhHU leylen taviyla;
Gecenin ba’zında (gece’den bir kısmında) da O’nun için secde et ve O’nu geceleyin uzun bir tesbih ile tesbih (tenzih) et.
27-) İnne haülai yuhıbbunel`acilete ve yezerune veraehüm yevmen sekıyla;
Muhakkak ki bunlar, acile’yi (acele-hemen-peşin-göz önünde olanı, dünyayı) seviyorlar ve arkalarında olan (göremedikleri) ağır (lığı olan) bir günü bırakıyorlar.
28-) Nahnu halaknahüm ve şededna esrehüm ve iza şi`na beddelna emsalehüm tebdiyla;
Onları biz yarattık ve onların esr’lerini (yaratılışlarını, bağlarını) güçlü kıldık... Dilediğimiz vakit te onların benzerleri ile tebdil ederiz (değiştiririz).
29-) İnne hazihi tezkiretun, femen şaettehaze ila Rabbihi sebiyla;
Muhakkak ki bu bir tezkire’dir (öğüt, hatırlatmadır)... Dileyen Rabbine (erdiren) bir yol edinir!.
30-) Ve ma teşaune illâ en yeşaAllah* innAllahe kâne Aliymen Hakiyma;
Allah dilemedikçe siz (O’nu) dileyemezsiniz... Muhakkak ki Allah Aliym’dir, Hakiym’dir.
31-) Yudhılu men yeşau fiy rahmetiHİ, vezzalimiyne e`adde lehüm `azâben eliyma;
(Allah) dilediğini Rahmetine (İslam’a, tasavvufa) sokar... Zalimlere gelince, (Allah) onlar için elim bir azab hazırlamıştır.